Marginal ve Değişik İş Fikirleri

■ insanlar aşkın düşünceler üretip marjinalleşmesiydi bugün uygarlık dediğimiz o sihirli evren oluşmayacaktı. Hatta insan zekasının asırlar boyu devam eden ilerlemesi duracak, zekayla ilgili kuşaklar ötesine devşirilen genetik transfer sekteye uğrayacaktı.

■ Her şey ideolojilerin gücü ile sınırlı değildir. Her düşünceyi farklı pencereden gören insanlık, bugün yaşamakta olan bas ayrı uygarlığa damgasını vurmuş durumda. Batı Kültürü aykırı düşünceler üretebildiği için bugün liderlik koltuğunda oturuyor.

■ Kabul etmek gerekir ki neden sonuç ilişkilerini sorgulayan ve her sistemin felsefi boyutunu tartışmaya açarak uç noktalara ilerleyen insanlık, en heyecan verici testlerini ancak bu sayede gerçekleştirebilmiştir.

■ Kısacası biz, dünyaya kapalı olduğumuz yıllarda bile aykırı düşüncelerle basit yenilikler üretebilmiş bir toplumun üyeleriyiz. Yalnız ülke içinde değil, dünyada da bu yeteneğimizi göstermeye az da olsa devam ediyoruz. Tabii, şimdilik sadece belli iş alanlarında. Ne yazık ki felsefe, tıp, edebiyat, bilim gibi alanlarda alacağımız daha epey mesafe var.

 

OLMAK YA DA OLMAMAK Bir başka örnek ise şimdi ismini vermeyeceğim ünlü bir yazar şair olan kıdemli bir dostuma aittir. Zamanında en üst düzeyde iyi bir eğitimci olmasına rağmen bohem alışkanlıkları nedeniyle para kazanmakta zorlanan dostum Türkiye’de edebiyata ve edebiyatçıya değer verilmediğini söyler, sürekli yeni geçim yollan arardı. Şöyle kafasına uygun bir kitapçı dükkanı açsa tüm ideali gerçekleşmiş olacaktı. Herkesin yaptığı kitapçı ve kınasiyecilik gibi birbirini taklit eden işler onu kesmiyordu. Öyle bir kitapçı dükkanı açmalıydı ki kendi edebi kişiliğine uygun bir şey olsun, hem de sadece Istanbul’da değil Türkiye çapında…
Yaratıcılıkla ben haddimi bilirim ama bir fikir  için beni çok sıkıştırdı. Bir Ingiltere seyahatinin hemen encsinde gördüklerimi kendisine naklettim. O zamanlar pek acemisi olduğum Londra’da Kraliçe’nin mabeyincisine benzer asil tavırlı bir adamın oldukça ağırbaşlı düzenlenmiş arislokrat dükkanında sadece William Shakespearelle ilgili kitaplar gördüm. West Hampsıead’de maroken koltuklu büyülü bir kitapçı dükkünlydı burası. Oysa hemen yanı başında bir başka dükkanda ise Milton, Smollett, Huma Byron, Dickens gibi yazarların kitapları dizilmişti. Sonradan öğrendim ki her iki yer de aynı kişiye aittir. Hoş bir pazarlama taktiğiyle Shakespeare’e bir ayncalık tanınmış, koca mağaranın tümü ona tahsis edilmiş. Dönüşümdc dostuma her iki mağaranın müşteriyle dolu olduğunu. ama Shakespearele ilgili kitapevinin önünde yerli yabancı insanların kuyruğa girdiğini söyledim. Sevgili dostum bu fikri pek tuttu. Sonradan kendi kafasında geliştirdiği bir başka projeye bu sıra dışı aykırılığı uyarlayıp öğretmenlikten işadamlığına geçti. Bu öyküden esinlenerek kurduğu işinde şimdi büyük işadamlığına oynuyor. Ve bence de oldukça başarılı oldu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir