Akbank Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Mudur Yardımcısı
“Uzun vadeli faiz daha cazip”
Mevduat faizleri, kısa vadeli tahvil faizleri gibi kasım sonunda global piyasalardaki iyimser hava ve petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte Türkiye makro ekonomik beklentilerinde ek iyileşme yaratarak yüzde 7.40’a kadar gerilemişti. Petrol fiyatlardaki aşırı düşüş sonrası yurt dışında bazı enerji şirketlerinin iflaslarının gündeme gelmesi ve rublenin aşırı değer kaybı, yatırımcıların risk iştahında azalmaya neden oldu. Dövizdeki yükseliş sonrası TCPA gecelik likiditeyi sıkılaştırması ve yurt içi faizlere yönelik yabancı talebinin azalması, kısa vadeli faizlerin yüzde 9’a kadar yükselmesine neden oldu. Ancak son birkaç günde piyasada tekrar normalleşme eğilimi var. Son dönemde yaşanan hareketliliğin ise bankaların bilanço kapama dönemine yönelik bir gelişmeden çok yurt dışı piyasalara bağlı olduğunu görüyoruz.

http://www.acilkredi.gen.tr/banka-kredi-basvuru-sonucu-ogrenme/

Faizin yönünde önümüzdeki dönemde, özellikle küresel koşullar ve TCMB’nin politika duruşu belirleyici olacak. Ocak ayında bilanço dönemini geride bırakmış olacak bankacılık sektörü için mevduat faizlerinde sınırlı stabilizasyon beklenebilir. Gerek devlet, gerekse özel sektör borçlanma araçları, dolayısıyla bu ürünleri içeren yatırım fonları, faizin geldiği seviyeler de göz önüne alındığında yatırımcıların radarında olması gereken enstrümanlar. Ancak mevcut koşullarda daha kısa vadeye odaklanmış ve riskler konusunda temkinli yatırımcılar için mevduat temel alternatif olmaya devam edecek. Mevcut durumda faiz yatırımları mantıklı olarak gözükmekle beraber uzun vadeli faizler kısa vadeye göre daha cazip duruyor.