Atatürk, ekonomi politikası üzerindeki görüşlerini çok net bir şekilde Izmir İktisat Kongresinin açılış konuşmasında belirtmiştir. Öyle ki; Atatürk’ün Ekonomi hakkındaki sözleri zamana damgasını vurmuştur. Bu konuşma zamanın çok ötesinde görüşler taşımasının yanı sıra daha Cumhuriyeti ilan etmeden, Atatürk’ün 17 Şubat 1923 tarihinde böyle bir kongreyi toplaması başlı başına önem taşımaktadır. Aynı zamanda, Atatürk, İzmir Kongresini topladığı zaman Lozan Konferansı devam ediyordu ve İstilacı ülkelerle barış yapılmamıştı.
Atatürk ekonomi politikasını iki kavram üzerine oturtmuştur: Tam bağımsızlık ve ulusallık. Bu politikalar, uygulamada kaldığı süre içinde, ulusal ve uluslararası konjonktürdeki değişmelere göre şekillenmiş ve gelişmiştir.Fakat bu iki ilkeden hiç bir zaman ödün verilmemiştir. İşte Atatürk’ün ekonomi hakkındaki sözleri:
Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz.
Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin bel kemiğidir.
Tam bağımsızlık, ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan yoksun olunca, o devletin bütün hayat ışıklarında bağımsızlık felç olur.
Ekonomik hayatın faaliyet ve canlılığı ancak ulaştırma vasıtalarının, yolların, trenlerin, limanların durumu ve derecesiyle orantılıdır.
Türkiye’yi layık olduğu seviyeye yükseltebilmenin ekonomiye bağlı olduğu söyleyen Atatürk, “Halk müreffeh, müstakil, zengin olmak istiyor. Komşuların refahını gördüğü halde, fakir olmak pek ağırdır” diyerek son noktayı koymuştur.