Güven Hastanesi İnsan Kaynakları

Tecrübe kavramına inanmayan bir kişiyim ve
bu doğrultuda bir İK bakış açımız mevcut.
Yıla dayalı tecrübeye sığınmak büyük hata.
Kendini ve çevresini geliştirmeyen bir tecrübenin
hiçbir önemi yoktur. Tecrübeli öğrenci
olarak mezun olmak dahi mümkündür.
Tecrübeli mezun öğrenci olmak demek; yaz
aylarında isteğe bağlı staj imkânı yaratan,
isteğe bağlı kongre, seminer katılımları ve
gerçekleşen proje çalışmaları gerçekleştirmek
demektir. Lütfen pazarda limon satsanız,
ikinci el kitap da satsanız bunu özgeçmişinize
yazmayı unutmayın. Bu nedenledir ki;
iş ilanlarında tecrübe kavramını ön planda
tutmayı desteklemiyorum.
Şunu da ilave etmek isterim ki, belli bir tecrübe
ile başka bir iş ortamına girdiğinizde
muhakkak yeni girdiğiniz ortamın kültürünü
ve dinamiklerini çok iyi gözlemlemeden
mevcut tecrübenizi entegre etmeyin. Bu
süreyi kendinize tanıyın. Bu doğrultuda yeni
mezun arkadaşlarımız her türlü kadroya cesaretle
başvurabilirler. Çünkü TECRÜBESİZ’siniz.
Tecrübesiz adaylar ilk tercihimiz
olmaktadır. Değişime çabuk ayak uyduran
tecrübe-siz (tecrübeli öğrenci olarak mezun
olmak) adaylar…
BİZ ONLARA AYAK UYDURMALIYIZ
Sektör veya kurum olarak, Y kuşağıyla
ilgili ne gibi çalışmalar sözkonusu?
Öncelikle şu belirtmeliyim ki; kuşaklara
bizler ayak uyduramadıktan sonra genç kuşağı
sorgulamak biraz haksızlık gibi geliyor
ve ben yeni nesil arkadaşlarımı (özellikle de
tecrübesizleri) sisteme katmaktan ve desteklemekten
zevk duyuyorum. Değişime ayak
uyduramayan ve ölçerek yönetmeyen yönetici
grubu, bu süreçte fazlasıyla zorlanıyor
ve kendilerini sorgulama yerine, kolayı seçip
nesilleri sorguluyorlar. Bildiğiniz gibi kolayı
herkes yapar, önemli olan farkındalık yaratarak
zoru başarmak.
Eleştirirken eleştirilmeye açık olmayan, sorgulanmaktan
kaçınan (kısaca şeffaf olmayan),
yetkinlik / yetenekleri yerine kendini
ispatlamaya çalışan ve ölçerek yönetmeyen
(ölçemezsen yönetemezsin felsefesi) yönetici
profilleri için yeni kuşaklar hep bahane ve
tehdit olacaktır. Ama şu unutulmamalı ki;
% 0 bahane – % 100 başarı bu süreçte anahtardır.
Yeni kuşakların başarısı için;
➥ % 100 g üvenerek ve bunu h issettirerek
işe başlatmalıyız. Klasik yöneticiler % 0
ile başlayıp güven kazanılmasını beklerler.
Artık bu bakış açısı çok eskidi. % 100 güvendiğiniz
kişi özgüvenli ve yaratıcı olacaktır.
➥ Bölümle ilgili tüm iş süreçleri detaylı bir
şekilde hazırlanmalı ve her süreç bir eğitim
gibi verilmelidir. (Süreç yönetimi de bir yöneticinin
vizyonunu ortaya koymaktadır.)
➥ Beklentiler ve hedefler şeffafça açıklanmalıdır.
Nereye koşacağını net olarak
çizmeliyiz. Diğer türlü azgın bir nehirde
küreksiz kayık gibi bırakırız ve gelişecek aksaklıklarda
da kimseyi suçlayamayız. Kısaca
ne ekersen onu biçersin…
➥ İş hayatında süreçlerin kişiye bağlı değil
sisteme bağlı olduğu anlatılmalı ve buna
göre bir sistem kurulmalıdır. Kişiye bağlı
süreçler yeni neslin motivasyonunu bozuyor
ki bu konuda da kesinlikle haklılar.
➥ Artık üstlerin astları değil, astların üstleri
geliştirdiği bir dönemdeyiz ve kişisel / mesleki
gelişim için bu nesli desteklemeliyiz ve
güvenmeliyiz.
➥ İş dinamiklerini ve birbirleri ile bağlantılarını
çok iyi analiz ederek açıklamalıyız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir